[TR] "Her yer aynıydı, kaldım"

Hepimiz Batı'nın yaşadığı 'şok'tan yakınıyoruz. "Tüm dünya Fransa'ya saldırıyı kınadı ancak Nijerya'yı, Suriye'yi, Afganistan'ı, Doğu Türkistan'ı, Filistin'i görmedi." diyoruz. Peki, dilimiz Batı'nın ikiyüzlülüğüne lanet ederken, kalbimiz nelere haykırıyor veya neleri sükûnetle karşılıyor? Kınayıp durduğumuz Batı'nın çifte standardının küçük ölçekli halini içselleştirilmiş bir yara olarak kalbimizde saklıyor olabilir miyiz? Mesela, 'popüler' olmayan bir yardım kampanyasına diğerleri kadar ehemmiyet gösterebiliyor muyuz? Yapılan iyilikte dahi ihlâsı gözetmekten evvel 'büyük-küçük' hesabı yapmıyor muyuz? Biz de hep güçlü bir bütünün bir parçası olmayı arzulamıyor muyuz? Medyanın 'haber değeri' kıstası, bizde 'paylaşım değeri' olarak karşılık bulmuyor mu? Hangimiz paylaşımlarda RT/beğeni kaygısı gütmüyoruz? Kimlerin düğününde olmaktan daha çok mutluluk duyuyoruz; zengin-meşhur birinin mi, yoksa garibanın mı? Hangi profilde bir insan cenazesine gidilmeye 'layık'tır? Hangi etkinlik 'Feyse komalık' değilse cazibelidir? Bir şarkıcının hayatındaki 'şok' kadar yanı başımızda haksız yere fabrikadan atılan işçilerin mücadelesini merak ediyor muyuz? Müdürümüze karşı her daim mütebessim tavrımız, çaycı ya da hademeyi gördüğümüzde neden silikleşiyor? Nezaketle davranmayı, selam vermeyi veya 'siz' diye hitap etmeyi belirleyen şey statü müdür? Kapımızın önünü süpüren temizlikçileri görmezden gelip geçerken çok sevdiğimiz Peygamberimizin "Aranızda selamı yayınız" Hadis-i Şerif'ini kalbimizin neresinde taşımış oluyoruz? Hayatlarımız bu kadar sinsice söz, eylem ve duruşlarla dolduğu halde ve biz sadece 'öteki'nin samimiyetsizliğini kınamaya odaklandığımız ve bununla yetindiğimiz sürece, dünyanın en azılı katilleri en ön safta barış için yürümeye niçin devam etmesin? Ne de olsa hepimiz o şikayetçisi olduğumuz kötülüğün aynısını ruhumuzda taşıyoruz; belki biraz küçük, belki biraz büyük... Demiş ya şair; "Yanlış bir zamanda mı yaşıyordum Çekip gitse miydim Ne yanlış bir zamanda yaşıyordum Ne de çekip gidecek bir yer vardı HER YER AYNIYDI, kaldım"
Merve Çirişoğlu Çotur
13.01.2015