top of page

[TR] Mağaram...


11 yaşında iken çizdiğim ama bir türlü bitirmeye fırsat bulamadığım mağaram... Sürekli tenkit eden ve hiçbir şeyden tatmin olmayan kitleden; birbirimizden kaçıp buraya kapanalım mı bir süre? Şallı kızların süsünü, Müslüman erkeklerin flörtünü, zenginlerin lüksünü; sosyalist ağızları, iflah olmayacağına inandığımız cemaatleri/grupları ve yöneticileri konuşuyor, çaycılarda 'devrim' yapıyoruz. Malzeme çok nasılsa, yöntem de kolay... Kalbimiz yorulmadı mı artık? Şimdiye kadar yaptığımız hangi tartışma, aşağılama ve dedikodu Müslümanlara bir fayda getirdi? Ve evet, bu iletişim çağında kötülüğün her türlüsüne şahit oluyoruz; ama cahiliye dönemi insanları daha mı az zalim, riyakar, yalancı ve sahtekardı sanki? Dünya aynı dünya... Allah sınırı çok net çizmişken, iman edip salih amel işleyenleri ve hakkı ve sabrı tavsiye edenleri ziyandan müstesna kılarken, mütemadiyen eleştiri ve kınamalarla melankolik bir hale bürünerek ve kimseyi/hiçbir şeyi beğenmeyip "kötü de kötü" diyerek ne daha yaşanılası bir ortam hazırlıyoruz ne de gönül yorgunluğu ve kirliliğinden kendimizi alabiliyoruz. Mademki dünya bu denli planlı kötülükle dolu, o zaman biz gençler neden kötülüğün derecesini ölçmek yerine iyiliği üretmenin yollarını tartışmıyoruz? Hem belki kafamız biraz çalışır, şefkat ile birbirimize yaklaşarak içimize mutluluk ve umut yükleriz de kurtuluruz. Yoksa her şeyin en doğrusunu bilen kibirli tavrımız ile halimiz duman...

Merve Çirişoğlu Çotur

10.07.2014

Search by Tags
Recent Posts
bottom of page